Metni Anlama ve Çözümleme
1. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanın temasını ve konusunu belirleyiniz.
Tema: Romanın teması hastalıktır.
Konu: Romanın konusu ise dizinden hasta olan bir gencin yaşadıkları, duyguları, düşünceleridir.
2. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romandaki çatışmaları belirleyiniz.
Cevap: Romandaki en önemli çatışma hastalık-sağlık çatışmasıdır. Bunun dışında zengin-fakir çatışması da romandaki diğer bir çatışmadır.
3. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının olay halkalarını belirleyerek aşağıdaki şemaya yazınız.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanının olay halkaları:
– Hasta çocuğun hastaneden ayrılıp eve gelmesi
– Hasta Çocuğun Erenköy’deki akrabaları olan Paşa’nın köşküne gitmesi
– Hasta çocuğun Paşa’nın kızı Nüzhet’e âşık olması, Nüzhet’in Ragıp Bey’le evlenmesi.
– Hasta çocuğun ameliyat olup eve gelmesi.
4. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romandaki kahramanların kişiliklerini ve kişilerin özelliklerini belirleyerek aşağıdaki tabloya yazınız.
Roman Kahramanı – Kişilik Özellikleri
– Hasta Çocuk: Hastalığına çok üzülen, bundan dolayı psikolojik durumu olumsuz etkilenen birisi.
– Çocuğun annesi: Muhtemelen oğlunun durumuna üzülen ve bundan dolayı ağlayan birisi
– Nüzhet: Romanda Nüzhet’in kişiliği ile ilgili bir detay yer almamaktadır.
– Paşa: Çok bilgi yer almamaktadır ama Fransızcaya hayranlığı vardır.
– Doktor Ragıp: Hasta çocuğun sevmediği, Fransızca hayranlığı olan birisidir.
– Nüzhet’in annesi: Nüzhet’in Doktor Ragıp’la evlenmesinde ısrarcıdır. Bu durum, onun insanların sosyal statülerine önem veren birisi olduğunu gösteriyor olabilir.
– Doktor: Hasta çocuğa şefkatle yaklaşan birisidir.
5. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romandaki mekânların özelliklerini aşağıdaki tabloda uygun bölüme yazınız.
– Kırlar: Kırların güzelliği, güneş ışığı bile hasta çocuğu mutlu edememektedir.
– Kenar mahalle: Hasta çocuk tüm eskiliğine rağmen mahalleyi sevmektedir.
– Çocuğun evi: Pek çok anıyı barındıran ve çocuk üzerinde çok etkili bir mekândır.
– Erenköy’deki köşk: Nezih bir yerdir, hasta çocuğun bakımı ve dinlenmesi için uygun bir yerdir.
6. Yaban ile Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanlarının anlatıcılarını belirleyip romanlardan alınan aşağıdaki parçalarda kullanılan bakış açılarını tablodaki ilgili yerlere yazınız.
Yaban | Dokuzuncu Hariciye Koğuşu | |
Bir gün, bir öğleüstü idi. Kahvenin çardağı altında oturuyorduk. Bizim Mehmet Ali, Bekir Çavuş, Salih Ağa ve Muhtar, hep orada idiler. | Evde kimse yoktu; kapıyı anahtarımla açtım, girdim ve her zamanki âdetimle alt kat sofada epeyce durarak hareketsiz etrafıma bakındım. | |
Bakış açısı | Gözlemci bakış açısı | Kahraman bakış açısı |
7. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanın dil ve anlatım özellikleri hakkında bilgi veriniz.
– Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Cumhuriyet Dönemi’nde yazılmış bir romandır ve bu dönemin dil ve anlatım özelliklerini yansıtır. Romanda genel olarak sade, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.
– Romanın başkahramanı olan hasta çocuğun psikolojik durumunu ortaya koymak için sık sık ruhsal betimlemelere yer verilmiştir.
– Anlatma, diyalog, iç konuşma gibi teknikler kullanılmış ve ağırlıklı olarak kahraman bakış açısından yararlanılmıştır.
8. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romandaki millî ve manevi değerleri belirleyiniz.
– Hasta çocuğun Paşa ve Doktor Ragıp’ın Fransızca hayranlığından hoşlanmaması milli bir değer olarak değerlendirilebilir.
– Hasta çocuğun her türlü eskilik ve bakımsızlığına rağmen mahallesi ve evine karşı duyduğu sevgi de metinde geçen bir manevi değer olarak değerlendirilebilir.
9. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanda hasta gencin ruh hâli ile oturduğu semt arasında nasıl bir ilişki kurulmuştur?
Cevap: Romandaki başkahramanımız olan hasta çocuk oturduğu semtteki evleri de eskilik ve bakımsızlıklarından dolayı hasta görmekte, kendisiyle yaşadığı semt arasında bir özdeşlik kurmaktadır. Zaten bu durumu “Onları seviyorum çünkü onlarda kendimi görüyorum.” diyerek dile getirmiştir.
10. Peyami Safa ile Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nun kahramanı hasta gencin benzer özelliklerinden hareketle yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.
– Dokuzuncu Hariciye Koğuşu otobiyografik bir romandır. Romandaki hasta genç aslında Peyami Safa’yı temsil etmektedir zira yazar da çocukluğunda benzer bir rahatsızlık yaşamıştır.
– Bundan hareketle her edebi metnin, ortaya koyucusundan izler taşıdığını söyleyebiliriz. Yazarın ruh hali geçmiş yaşantısı, sosyal çevresi bir şekilde edebi metinlere yansır.