8. yüzyıl ortalarından 13. yüzyıl ortasına kadar olan beş yüz yıllık dönemde simyanın gelişiminde Batı’nın hiçbir rolü olmamıştır. Bu süreç tamamen İslam bilginlerinin çalışmalarını içerir. 13. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar olan dönem ise Avrupalı simyacıların yeniden doğuş dönemine karşılık gelir. Batı’da üniversitelerin kuruluş tarihleri bu sürecin içindedir.
İslam bilginlerinin simya öğretisinde birçok mineralin belirli bir zamandan sonra olgunlaştıkları kabul ediliyordu. Örneğin tuzlar, şap, vitrioller (sülfat tuzları) ve kükürt bir yılda, metaller birkaç yılda, değerli taşlar ise bir yüzyılda olgunlaşıyorlardı. Tüm metallerin de kükürt ve cıvadan oluştuğuna inanılıyordu.