2050 yılı insanlık için pek de iç açıcı bir sene olarak görülmüyor. Önceden yapılan tahminlere göre Dünya nüfusunun 9.8 milyar olacağı tahmin ediliyor. Dünya’nın insanların ihtiyacını karşılayamamasından ötürü de ciddi problemlerin ortaya çıkması durumu da kaçınılmaz olarak ifade edilecektir. Şu anki politikalarla hareket edilmesi noktasında Dünya’nın daha da yaşanılmaz bir hal alması söz konusu olabilmektedir. Avrupa ve Amerika kıtalarında nüfus yaşlı ve oldukça az olarak ifade edilse de özellikle Afrika ve Asya kaynaklı nüfus artışının bu tip bir soruna mahal vereceği durumu da görülebilmektedir. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamaları noktasında daha da büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaları durumu da böylelikle ortaya çıkan bir durum olarak görülmektedir.
Dünyamızın kaynakları sınırlıdır ve belli bir kapasitesi vardır. 9 milyar nüfus, dünya kaynakları açısından oldukça fazladır. 2050 yılında nüfusun 9 milyarı geçmesi pek çok sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirecektir.
Nüfusun hızla artması ve 2050 yıllarında 9 milyara ulaşması ile doğada çok uzun sürelerde oluşan doğal kaynakların kullanımı daha da artacaktır. Bu durum kısa sürede doğal kaynakların tükenmesi sorununu da beraberinde getirecektir. Demir, krom, bakır, petrol, kömür gibi önemli madenlerin rezervleri hızla tükenmektedir. Bu doğal kaynakların azalması ve tükenmesi ise bazı sanayi kollarının üretimini de etkiler. Pek çok sanayi kolu hammadde bulamayacağı için üretim yapamaz. Pek çok ürün hammadde olmadığından üretilemez hale gelir ve sanayi tesisleri kapanmaya başlar. Bu durum beraberinde işsizliğe yol açar. Kişi başına düşen milli gelir azalır ve kalkınma hızı yavaşlar.
Doğal kaynakların tükendiği dünya da aşırı nüfus, beslenme sorunlarını da ortaya çıkarır. Gıda kıtlığı ve açlık ile özellikle tatlı su kaynaklarında ki azalış beraberinde göç ve savaşlara neden olabilir.
Günümüzde nüfusun şehirlerde toplanması ve şehirlerin hızlı büyümesi ile sanayi tesisleri şehir içinde kalmakta ortaya çıkan hava kirliliği sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Ayrıca asit yağmurları da doğal ortama zara vermektedir.
Gelecekte devam edecek nüfus artışı ve buna bağlı olarak şehirlerin aşırı nüfuslanmaya devam etmesi ile güvenlik, sağlık, beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanması daha da zorlaşacaktır. Gecekondulaşma, yoğun trafik, aşırı gürültü artacaktır. Ormanların azalması, denizlerin kirlenmesi, atmosferde biriken zehirli gazların artması ile yaşam kalitesi daha da düşecektir.
Çevre kirliliği daha da artacak, ekosistemlerde tür kayıpları ile pek çok canlı türünün nesli yok olacaktır. Bu durum doğal dengenin bozulmasına ve bazı bölgelerin yaşanılmaz kurak bölgelere dönüşmesine neden olacaktır. Artan kirlilik küresel iklim değişikliklerini de arttıracaktır. Tüm bu sorunlar beraberinde toplumsal kargaşalar, psikolojik sorunlar, işsizlik, doğal kaynakların tükenmesi gibi başa çıkılamayacak problemlere neden olabilecek, kıtlık, savaş, göç, salgın gibi sorunları da beraberinde getirecektir.
- Dünya daha çok kirlenecek
- Su kaynakları hızla tüketilecek
- Hastalıklar çoğalacak
- Gıda yetersizliği görülecek