- Sorular öğretmenler tarafından hazırlanacak. Sorular süzgeçten geçirildikten sonra bir havuzda toplanacak. Buradan seçilecek sorularla sınav yapılacak. Yine telafi sınavları için buradan kurayla seçilebilecek yüzlerce sorumuz olacak. Öğretmenler sınavlarda kendi sorularını soracak.
- Bakanların ortalama ömrü 7 ay. Ben 9 aylık bakanım, ortalama bakanlık süresini geçtim. Dolayısıyla şimdi benim kafama göre bir şeyler yapma hakkım doğdu. Bu bir güncelleme, biz sadece üzerinde sadece rötuşlar yaparak gündeme getiriyoruz. Bizim eğitimle ilgili çok radikal tasarımlarımız var. Ancak bunlardan bir kısmı milli gelirimiz 10 bin doları aşmadığı sürece olmaz. Milli gelir düzeyi, şehirleşme oranı, ulaşım imkanlarınız artar o zaman eğitim reformu dediğimiz şeyle ilgili zemin çok daha güvenli hale gelebilir.
- Biz şimdi otoyolda 160 kilometre hızla giden tırda rektefiye (motor yenileme) işlemi yapıyoruz. Çok riskli bir şey yaptığımızın farkındayız. Bunu 4+4+4’te yaptık. Her sistemi durdurmadık, süratini biraz durdurduk, bir yaz tatilinde olağanüstü çalışarak, bu sistemi bir yerden aldık, bir yere götürdük.
- Şimdi sistem oturmaya başladı. Eğitim sistemini “sürekli bir şeyler değişiyor” baskısından kurtarın. Evet sürekli bir şeyler değişiyor, değişmek zorunda. Bundan 10 yıl önce ben Kürdüm demek suçtu, şimdi Kürtçe seçmeli derslerimiz var. Şimdi bize ne zaman kadro vereceksiniz diyen öğretmenler var.
‘Eğitim değişecek, değişmeli’
- Milli eğitimin gizli anayasası olarak kabul edilen 80 Sayılı Kararı, öğretmenlerimizin ve üniversite hocalarımızın eleştirilerine açtık. Bir çalıştay düzenledik orada, kim Kürtçe öğretmeni olabilir, kim Lazca öğretmeni olabilir, felsefe grubu öğretmenlerine ayrıca hangi branşlarda öğretmenlik hakkı tanıyabiliriz, gibi konuları tartışacağız.
- Bunlar dün yoktu, bugün var. 80 Sayılı Kararı değiştiren MEB, başka şeyleri de değiştirir. İstesek de istemesek de değişecek. Çünkü alan, dinamik bir alan.
- İnsanlar tarihe nam olsun diye de işler yapabilirler. Ama bizim öyle bir iddiamız yok. Biz şimdilik bu sistemi daha iyi işler bir hale getirmek istiyoruz daha sonra daha radikal çalışmalarımız var.
- Okullarda toplam 102 sınav var. Bunların 36’sı merkezi olacak. ‘Çocuklarımızı yarış atına çevirdiniz, senede bir kere yapılan sınavla bütün bir kaderlerini etkiliyorsunuz’ diyordunuz. Her sene sınava 1 milyon 250 bin öğrenci giriyor. Yaptığımız çalıştaylara bu grubu temsil eden, sınava girmiş çocuklarımızı, velileri, önümüzdeki yıl sınava girecek çocukları çağırdık. Görüşleri topladık, ancak bunu medyayla çok fazla paylaşmadık.
MEB bu sınavı yapacak güçte?
- Soruları akademisyenlerimiz, illerden gelen arkadaşlarımız, öğretmenlerimizle birlikte hazırlayacağız. Merkezi sınavla telafi sınavlarının eşitlenmesini nasıl sağlayacaksınız? Yıllık programımıza göre farklı zorluk gruplarında, çok kolaydan çok zora doğru, her bir kazanım için en az 24 tane soru hazırlıyoruz. Elimizde sınavda sorulacak soruların dört katı soru olacak.
- Aynı puan türünde yığılmalar olduğunda puanlar 700 puanlık sisteme geçip puan aralığı açılacak.
- Ölçme değerlendirmede üç kişi çalışıyor. Gazi ve Ankara üniversitesindeki akademisyenlerden de destek alınıyor.
- MEB geçen sene motorlu taşıt sürücüleri adayı sınavı da dahil olmak üzere toplam 125 sınav yaptı. Bu sene açık lise sınavına 5 milyon kişi başvurdu. MEB olarak biz bu sınavların altından kalkabiliriz. Risk evet var. Ama hep birlikte çözeceğiz. Riskler var diye bunu uygulamayacağız dersek yanlış yaparız.
- Sınavların maliyetini MEB karşılayacak. Öğrencilerden sınav için ücret alınmayacak.
6 ve 7’nci sınıflara sınav yok
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin
- Bu yıl 8. sınıftaki çocuklarda SBS yapmayacağımıza göre nasıl bir sistem yürütelim ki kazanılmış hak kaybı olmasın, bu iddialar gündeme gelmesin dedik. Şu anda 8. sınıftaki çocuğun 6 ve 7. sınıflarda aldığı notların yüzde 30’u hukuki olarak onların elinde kazandıkları bir hak. Aslında geçen yıl uygulanan sistemden değiştirilen çok fazla bir şey yok. Sadece haziranda yapılan merkezi sınavın yerine lisedeki sınavların sadece birini ortak yapıyoruz. Hesaplama, ağırlıklandırma yöntemi vs geçtiğimiz yılla aynı, değişen bir şey yok.
- Biz 6. sınıfları değil, birinci sınıfı esas alıyoruz. Şuanda birinci sınıfa başlayan çocuklar, 8 yıl sonra şu eleştirilerin çoğunun olmadığı, tartışılmadığı, daha farklı değerlendirmelerin olduğu yepyeni bir modelle karşı karşıya kalacak ama çatı bu.
- Biz bu yıl kendi uygulama kapasitemizi ölçmek için sadece 8’inci sınıflara uygulayacağız. Önümüzdeki yıl, sonraki yıl bu sürekli kendini revize edecek. 6 ve 7’nci sınıfları dahil ettiğimiz zaman, açık uçlu sınavları yapabilmek istiyoruz.
- Bu önümüzdeki yıl uygulanamaz. FATİH Projesi ne zaman tam randımanlı bir şekilde uygulanırsa, o tarihten itibaren diğer sınıflara da uygulayabilecek duruma geleceğiz. Ama şuanda gündemimizde yok, bu yıl sadece 8’nci sınıflara uygulanacak. Bu yıl da seneye de 6 ve 7’lere bu sistemi uygulamayacağız.
- Galatasaray, İstanbul lisesi gibi okullar ayrı sınav yapmayacak. Tabletli eğitim yaygınlaşıncaya kadar açık uçlu soru yok…
- Çalıştaya katılan kişiler tarafından yapılan açıklamalarda yüzde 60, yüzde 40 olacak, 6 ve 7’lere de sınav olacak gibi bilgiler geçildi. Bizden hiç kimse bunları deklare etmedi. Biz bunları tartıştık, ancak çalıştaya katılanlar bu tartışmaları bir karar gibi yansıttı.
- Biz 6 ve 7’yi kısa vadede, önümüzdeki seneye hayata geçireceğiz demiyoruz. Bu seneki tecrübelerimiz bunun tarihlendirilmesi konusunda bize yardımcı olacak.
- Biz her yıl teknik kapasitemizi ne kadar yükseltirsek, sistemi oturtacağız. Mesela biz bu yıl açık uçlu soru okumaya yönelik öğretmenlerimizi yetiştirmeyi hedefliyoruz. 1 milyon 120 bin öğrencinin, 6 ve 7’nci sınıfları dahil ettiğinizde 3 milyonun üzerinde öğrencinin açık uçlu sorularını okuyabilecek düzeye ulaştığımızda, bunu tartışabiliriz.
- Biz bu sistemle çocuğun sanatsal, sportif başarılarını da sisteme entegre edeceğiz.
Aysel Bozan