Soru : 1980’lerde azımsanmayacak sayıda şairin Türk şiirini tarihsel bir bütünlük içerisinde gördüğü, gelenekle kurulan ilişkide böylesi bir bütünlükten yana olduğu bilinir. İlgili bölümlerde denildiği üzere 1980’lerde imgeci, anlatımcı, folklorik, metafizik… hangi anlayışa bağlı olursa olsun genç şairlerin büyük çoğunluğu geleneğe eğilmiş ve Türk şiirinin zengin birikiminden yararlanmanın yollarını aramıştır.
Bu yaklaşımda gelenek, Cemal Süreya ile Yahya Kemal’in, Edip Cansever’le Dıranas’ın, Ahmet Haşim ile Turgut Uyar’ın yan yana durduğu bir çeşit antoloji gibi algılanır, kabul edilir. Osman Hakan A., Vural Bahadır Bayrıl ve Sefa Kaplan bu eğilim içerisinde değerlendirilir. Örneğin 80 sonrası şairlerden olan Vural Bahadır Bayrıl, eski olduğu hâlde eskimeyeni yeni şiir anlayışına uygulamanın yollarını arayan bir sanatçıdır.
Fethi Demir, 1980 Sonrası Türk Şiirinin Başlıca Tartışma Alanları
1980 sonrası şairleri hangi şiir anlayışını örnek almışlardır? Yukarıdaki metinden hareketle açıklayınız.
Ödev cevabı kısaca : 1980 sonrası Türk şairleri, çeşitli şiir anlayışlarına bağlı olsalar da genel olarak gelenekle kurulan bir ilişki içinde olmuşlardır. Metinde bahsedilen şairler, Cemal Süreya'dan Yahya Kemal'e, Edip Cansever'den Dıranas'a, Ahmet Haşim'den Turgut Uyar'a kadar farklı geleneğe sahip şairleri içeren bir çeşit antoloji gibi algılanır. Genç şairler, imgeci, anlatımcı, folklorik, metafizik gibi farklı anlayışlara bağlı olarak Türk şiirinin zengin birikiminden etkilenmeye çalışmışlardır. Örneğin, Vural Bahadır Bayrıl gibi şairler, eski öğeleri yeni şiir anlayışına uygulamanın yollarını arayarak gelenekle diyaloğa geçmişlerdir. Bu durum, şairlerin kendi çağlarını anlamlandırma ve ifade etme çabalarında gelenekle iç içe olduklarını gösterir.