DIL BILGISI
1. Aşağıdaki cümleler okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu cümlelerde altı çizili kelimelerin yerine hangi kelimeleri getirirseniz cümlenin anlamında bir değişme olmaz?
• Bana öyle geliyor ki, istasyonda kucaklaşan insanlar daha bir yakın oluyor birbirine.
• El öpmeler, ağlamalar, nadiren sahte oluyor.
• Yalnız arada iki üç yağmur damlası düşüyordu, o kadar.
• Bana öyle geliyor ki, istasyonda kucaklaşan insanlar daha bir yakın oluyor birbirine.
Cevap: samimi, içten
• El öpmeler, ağlamalar, nadiren sahte oluyor.
Cevap: Yapmacık…
• Yalnız arada iki üç yağmur damlası düşüyordu, o kadar.
Cevap: yağmak
2. Aşağıdaki parça okuduğunuz metinden alınmıştır. Bu parçada geçen noktalama işaretlerinin parçadaki kullanım amaçlarını açıklayınız.
Bir kişi olsaydı, karım olurdu. Elinde buruşuk bir mendil, bir tek karanfil, aceleci ürkek beklerdi. Uzaktan görmesine bayılırım. Koşup gelmezdi, gösterişten hoşlanmazdı. Gözleriyle kucaklardı beni, kimse duymazdı. Omuzundan tutardım, çenesinden öperdim. Evimize doğru giderdik. Yağmur belki yağardı, belki yağmazdı. Yolda hiç konuşmazdık, bundan eminim. Yanımda, yapyakı-nımda giderdi, bir de elimi tutardı usulcana.
Virgül: Birbirini ardınca sıralanmış eş görevli sözcükleri ayırmak için…
Sıralı cümleleri ayırmak için…
Nokta: Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur.
Rasim Özdenören’in aşağıda bir parçası verilen Balkondaki Fısıltı adlı hikâyesinin tamamını okuyunuz. Bu hikâyede bireyin iç dünyasının nasıl anlatıldığını sözlü olarak paylaşınız.
Ne zaman ona doğru elimi uzatsam elim boşlukta kalıyor. Her günüm Cuma oluyor. Her Cuma gönderiyorum. Yılmadan, yılgınlığa düşmeden. Boşluğa bırakılmış bir selam gene de muhatabını bulur mu diye kaygılandığım olmuyor değil. Ancak ben, bana düşeni yapıyorum. Bana düşen ona selamımı göndermek… Bu sabah karşılaştım onunla. Arkamdan, duyulmayacak kadar uzak bir fısıltı, bu fısıltıyı ancak bir kedi işitebilir, bir de kulak zarı onun sesine ayarlanmış olarak duran aşığın kulağı…
— Merhaba…