HAZIRLIK
1. Özgürlük nedir? Sosyal hayatta özgürlük sembolü olarak neler kullanılır? Açıklayınız.
Özgürlük, bir kişinin ya da bir toplumun, bir yönetim ya da bir başka güç tarafından sınırlandırılmaksızın hareket etme, düşünme ve konuşma gibi temel haklarına sahip olmasıdır. Özgürlük, insanların özelleştirilmesi ve insan haklarının korunması ile ilişkilidir.
Sosyal hayatta, özgürlük sembolü olarak farklı nesneler kullanılabilir. Örneğin, bayraklar ve flamalar özgürlük sembolü olarak kullanılabilir. Özgürlük anıtları ve mezar taşları da özgürlük sembolü olarak kullanılabilir. Ayrıca, insanlar özgürlük sembolü olarak tasarım eşyaları, giysiler ve aksesuarlar gibi ürünleri de kullanabilir. Özgürlük sembolü olarak kullanılan diğer nesneler arasında, yıldızlar, kuşlar ve yıldızların bulunduğu çeşitli simgeler de bulunabilir.
2. Türk milletinin özgürlük mücadelesini tarihten örnekler vererek açıklayınız. Bu durumun okuduğunuz romanlar veya izlediğiniz sinema filmlerine nasıl yansıdığını belirtiniz.
Cevap: Türk milletinin özgürlük mücadelesi, Türkiye’nin tarihinde yer alan birçok olay ve hareketlerle açıklanabilir. Bu mücadele, Türk milletinin tarih boyunca uğradığı yönetimler altında yaşadığı ezilme ve sömürü deneyimlerine karşı verdiği direnişleri kapsamaktadır. Bu durum okuduğum romanlar veya izlediğim sinema filmlerine direk olarak yansımış ve bu mücadele romanlara ve filmlere yansımıştır.
3. Cengiz Aytmatov, Cengiz Dağcı ve Emine Işınsu’nun hayatını araştırınız (1. etkinliğe yöneliktir. ).
CENGİZ AYTMATOV
12 Aralık 1928 tarihinde Kuzeybatı Kırgızistan’daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğdu. Babası Törekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan’ında seçkin devlet adamı idi, ancak 1937’de tutuklandı ve 1938’de kurşuna dizildi. Tatar kızı olan annesi Nagima Hamziyevna Abdulvaliyeva tiyatro aktrisiydi. Adı, Cengizhan’dan esinlenerek konulmuştur.
Gençliği sıkıntılı bir döneme denk gelmişti. O dönemde zaten yeni yerleşmeye başlayan siyasi sistemle, bir de savaşla mücadele etmek zorundaydı. Çok genç yaşta çalışmaya başladı; çünkü II. Dünya Savaşı’nın SSCB üzerindeki etkileri gençleri de etkiliyordu, yetişkinler savaşta olduklarından, gençlere büyük iş düşüyordu. On dört yaşında köyündeki sekreterliğe girdi. Burada tarım makinelerinin sayımı, vergi tahsildarlığı gibi işlerde çalıştı.
Köyünden, Kazakistan’a giderek Cambul Veterinerlik Teknik Okulu’nda okudu. Daha sonra şimdiki Kırgızistan’ın başkenti olan Bişkek’e giderek burada Frunze Tarım Enstitüsü’nde öğrenimine devam etti. Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü’ne geçti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova’da okudu.
Yazmaya bu yıllarda Pravda gazetesinde başladı. Yazdığı eserleriyle üne kavuştu ve 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği’ne üye kabul edildi. 1963’te Lenin Ödülü’nü aldı. Eserleri yüz elliyi aşkın dile tercüme edildi. 1990-1994 yıllarında Sovyetler Birliğini ve Rusya’yı, sonra ise 2008 yılına kadar Kırgızistan’ı büyükelçi olarak temsil etti.
Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Rusya’nın Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 16 Mayıs 2008 rahatsızlandı ve böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya’ya getirildi. Almanya’nın Nürnberg kentindeki Klinikum Nord’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girdi.10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg’de hayatını yitirdi.
CENGİZ DAĞCI
Cengiz Dağcı, (9 Mart 1919 Gurzuf – 22 Eylül 2011 Londra), Kırım Tatarı roman yazarı.
Gurzuf’ta doğdu. Çocukluğu Kızıltaş (şimdiki adıyla Krasnokamianka) köyünde geçti. İlk ve orta öğrenimini köyünde ve Akmescit’te yaptı. 1938’de ortaokulu bitirdi. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfındayken II. Dünya Savaşı çıktı. 1941’de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı.
1946 Ekiminde eşi ve kızıyla birlikte önce Edinburgh’a geldi. 1947 yılı başında Londra’ya geçti. 1953’te Fulham Road’da bir lokanta açtı. 1974 yılında Londra’da Wimbledon yakınlarındaki Southfields’e yerleşti ve vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım’a gitmedi.
Cengiz Dağcı, Türkiye’ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazmış, kitaplarının ilk redaksiyonu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır. Türkiye’de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye’de birçok insan Kırım’ı ve Kırım Tatarları’nın yaşantılarını öğrenmiş oldu. Pek bilinmemesine rağmen Kırım Tatarca şiirleri de vardır. Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır. Hüzünlü bir üslûbu vardır. Öğrencilerin okullarda sadece ders almak dışında, oyun oynamasından yanadır. Hakkında İbrahim Şahin tarafından bir doktora çalışması yapılmıştır.
Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011 Perşembe günü saat 12.30 sularında Sauthfields’teki evinde vefat etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın girişimleri ile Türkiye’den katılan kalabalık bir topluluk tarafından, 2 Ekim 2011 Pazar günü 69 yıldır görmediği Yalta’ya bağlı Kızıltaş köyünde toprağa verildi. 2014 yılında Kırım Dernekleri Federasyonu Dağcı’nın anıt mezarını yaptırdı.
EMİNE IŞINSU
Işınsu, 17 Mayıs 1938’de babasının Tümen Komutanı olarak görev yaptığı Kars’ta doğdu. Annesi Halide Nusret Zorlutuna’dan dolayı sürekli edebiyattan söz edilen, şiir okunan bir çevrede, babasının görevlerinden ötürü de Sarıkamış, Urfa, Karaman gibi yurdun çeşitli yerlerinde ve her birinde birkaç yıl yaşayarak büyüdü.
Yetiştiği okullar, bu sık yer değiştirmeleri yansıtır. İlk okulu Urfa, Sarıkamış ve Ankara’da okudu. Liseden mezun olduğu okul TED Ankara Koleji’dir. Bir yarıyıl AFS bursiyeri olarak ABD’de bulundu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, aynı fakültenin Felsefe bölümlerinde ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nde bir süre okudu. İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okurken bir yarıyıl AFS bursuyla ABD’ye gitti.
İlk eseri 17 yaşında iken basılan şiir kitabı İki Nokta’dır. 1963’te ödül kazanan Küçük Dünya’dan sonra yoğun şekilde romana yöneldi. Roman yazmanın dışında 1970’lerin önemli fikir ve sanat süreli yayınlarından Töre Dergisi’ni 1971-1981 yılları arasında çıkardı. Birçok dergi ve gazetede yazıları yayınlandı; Yeni İstanbul ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
Yazar İskender Öksüz ile evli olan Işınsu, üç çocuk annesiydi. 2008’den beri Alzheimer hastalığı ile mücadele eden Işınsu, 5 Mayıs 2021’de 82 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi ertesi gün Hacı Bayram Camii’nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Ankara Gölbaşı Mezarlığına defnedildi.
4. Juan Juanlar kimlerdir? Araştırınız (Metni anlama ve çözümleme 10. soruya yöneliktir.).
Cevap: Eski Tung-hular soyundan gelen ve Moğol oldukları düşünülen Juan-juanlar IV-VI. yüzyıllar arasında Merkezi Asya bölgesinde göçebe kavimleri bir araya toplayarak devlet kurmuşlardır. Kimilerine göre de Avarlar olarak geçmektedir. Juan-juan Devleti göçebe hayattan vazgeçerek Çinlileşen Tobalar (Wei) ile büyük bir mücadele içinde olduklarından Juan-juanlar’ın tarihine ait belgelere Wei Devleti’nin resmi tarihi olan Wei-shu’dan ulaşılmaktadır. Juan-juanlar, Çin kaynaklarında “Jui-jui”, “Ju-ju” ya da “Jou-jan” olarak geçmektedir.
5. Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel adlı romanından sinemaya uyarlanan “Vahşetin Davulları” adlı filmi izleyiniz (3. etkinliğe yöneliktir.).
Cevap: “Vahşetin Davulları” adlı filmini sizler izlemelisiniz. “Vahşetin Davulları” filminin kısaca konusu: Yalaman adlı bir genci kaçırıp onu mankurt yapan juan juanlardan oğlunu kurtarmaya çalışan kırgız türkü bir annenin hikayesi.