Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve yorumlamak niçin önemlidir

Haşir süresinde geçen Allah’ın (c.c) isimleri, Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve yorumlamak niçin önemlidir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

1. Haşir süresinde geçen Allah’ın (c.c) isimlerini yazınız.

Rahman, Rahim, Kuddûs, Selâm, Mü'min, Müheymin, Aziz, Cebbar, Mütekebbir, Hâlik, Bârî, Musavvir, Hakîm

2. Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve yorumlamak niçin önemlidir? Kısaca açıklayınız.

Kuran'ı Kerim tamamen Yüce Allah (c.c) 'in sözlerinden oluşan ve Hz. Muhammed (s.a.v.) 'e gönderilen kutsal bir kitaptır. Allah bu kitapta Tüm insanlığa özellikle İslam dinine koyduğu yasakları, haramları, neler yapmaları gerektiklerini örnek olaylarda birlikte geniş bir şekilde tanımlamış hatta Peygamber aracılığı ile Tüm insanlığa duyurmasını sağlamıştır.

Bu yüzden Kuran'ı anlamak oldukça önemlidir. Çünkü Kuran-ı anlamak Peygamberimizi anlamaktır. İslam dinini anlamaktır. En iyi şekilde İslam dinini yaşamaktır. Onun için insanların Kuran'ı Kerim'den öğrenecekleri bir çok önemli bilgi vardır. Bazı çarpıtmalara kanılmamalıdır. Bizim bu yoldaki en önemli kaynağımız Kuran ve Hz. Peygamberin hayatıdır. Onu yaşamak ve anlamak her zaman önemlidir.

Yorumlama safhasına gelirsek; bu bizim anlamamıza bağlıdır. Bir şeyi ne kadar iyi anlarsak o kadar iyi yorumlarız. Onun için ilk olarak iyi bir şekilde anlamaya önem vermeliyiz.

3. “Sen dağları görürsün de onları yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutların yürümesi gibi yürümektedirler...” ayette geçen anlamı değerlendiriniz.

Bir de sen dağları görürsün de onları yerinde durur sanırsın. Halbuki onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler. Bu âyet iyi anlaşılmış değildir Müfessirler bunu "Dağlar sallanıp yürütüldüğünde..." (Tekvîr, 81/3), "Dağlar atılmış yün gibi olduğu..." (Kâria, 101/5) âyetleri üzere kıyamet günü dağların yün gibi atılıp yürütülmesi manzarasının bir tasviri kabul etmişlerdir. Buna göre bu âyet "hepsi O'na dehşete kapılarak gelir." (Neml, 28/87) cümlesine matuf olarak bu görüş, bu sanış, bu bulut gibi geçiş, hep ilerde o feza günü olacak.

Fakat buna göre "Sen onları durur sanırsın." cümlesi yakışıksız kalır. "Oysa, onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedirler." denilmesi daha uygun olurdu. Çünkü "O gün dağlar bulut gibi geçecekler de o halde sen onları camid duruyor sanacaksın" denilmesi, şiddetlendirmek değil hafifletmek oluyor. Şu halde "TERÂ" ile "TEHSEBU" bu güne, "VE HİYE TEMURRU" o güne ait olmak ihtimali kalır. Yani "bu gün hal-i hazırda dağları görürsün câmid hareketsiz sanırsın, halbuki, onlar kıyamet günü bulut geçer gibi geçeceklerdir" demek olur. Bu surette ise -TEHSEBUHE- fazla kalır -VETERAL CİBALE CAMİDETEN- denilmesi daha uygun olurdu.

4. Kur’an-ı Kerim’de ahlakla ilgili olarak hangi temel ilkeler üzerinde durulmuştur? Açıklayınız.

Doğruluk ve dürüstlük, İyilik, Güzel davranmak, Sabır etmek, Tevazu sahibi olmak, Güzel söz söylemek, Sözünde durmak, Namuslu olmak, Yardımlaşmak, Dayanışma içinde olmak, Paylaşımda bulunmak, Bağışlama, Adil ve adaletli olmak

5. Kur’an-ı Kerim, toplumsal ilişkilerin sağlıklı olması için insanlara hangi çağrıyı yapmaktadır?
Birlik olma, beraber olma, yardımlaşma, paylaşma vb.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

HABERLER Haberleri