1. Tarih kitaplarını okumak mı yoksa tarihî olayların anlatıldığı bir romanı okumak mı hoşunuza gider? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
Cevap: Ben tarihi olayların anlatıldığı bir romanı okumayı tercih ederdim. Çünkü o zaman hem sıkılmadan tarihi öğrenmiş olurdum hem de tarih bilgisinin bazen sıkıcı olan gereksiz ayrıntılarında boğulmamış olurdum. Bir de romanlar hayal gücümüzü geliştirdiği için tarihi roman okurken o günlerle ilgili hayal kurarak o dönemin atmosferini daha iyi öğrenmiş olurdum.
2. Edebiyat ve tarihin önemi hakkındaki düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Milletler uzun tarihleri boyunca edebiyatla ilgili sayısız eserler meydana getirirler. Edebiyat bir milletin hayat damarıdır. Edebiyat eserleri olmayan milletler uygarlaşamaz, tarih sahnesinden silinirler.
İşte edebiyat tarihi, bir ulusun yüzyıllarca meydana getirdiği edebî eserleri inceleyerek geçirdiği dönemleri kronolojik bir sıra içinde inceleyen bilim dalıdır.
Edebiyat tarihi, edebî eserlerle o eserleri yaratanları sosyal çevresi ile beraber inceler. Böylece geçmiş dönemlerde yaşayan atalarımızın duygu, düşünce ve sanat anlayışları hakkında bize bilgi aktarır. Edebiyat tarihi aracılığıyla değişik çağlardaki kültür birikimimizi tanırız.
Toplumların düşünce yapılarını, dünya görüşlerini öğreniriz. Bütün bu bilgiler bir edebiyat eserinin değerlendirilmesinde bize yol gösterir. Hülasa (özetle) Edebiyat uygarlık içindeki gelişmelere her zaman ön ayak olmuştur.
3. Edebiyatla din arasında nasıl bir ilişki vardır? Sınıf ortamında tartışınız.
- Din edebiyatı şekil, tür, içerik, kelimelerin kullanım tarzı ve bir çok yönden etkilemiştir.
- Kutsal kitapların etkisiyle edebiyatta bir edebi zevk ve dil benimsenmiş ve Kutsal kitap bunları beslemiştir.
- Din edebiyatı her yönden zenginleştirmiştir.
- Din halkın edebiyata olan ilgisini de artırmıştır.
- Örneğin Mevlüt konu olarak dinin etkisini, Divan edebiyatındaki aruz ölçüsü ise dinin edebiyattaki yapısını etkilemesine örnek olarak verilebilir.