Düşünelim
Felsefenin doğuşu ve gelişimini dikkate alarak felsefenin diğer alanlarla olan bağının olup olmadığını tartışınız.
Cevap: Felsefenin doğuşu ve gelişimi, diğer alanlarla sıkı bir bağ içinde şekillendi. Özellikle antik Yunan’da doğan felsefe, matematik, bilim, etik, politika ve epistemoloji gibi birçok disiplinin temellerini atmıştır. Felsefi düşünce, bilimsel yöntemin, ahlaki değerlerin ve siyasi teorilerin oluşmasına katkıda bulunmuş, bu alanlarla etkileşim içinde olmuştur. Dolayısıyla, felsefe diğer alanlarla sıkı bir bağ içindedir ve bu bağ, düşünce tarihindeki gelişmelerin önemli bir parçasını oluşturur.
Metin 1
Aşağıdaki metni, felsefenin varlık, bilgi ve değer alanlarıyla bağlantılı olarak yorumlayınız.
“(…) Bu yalnguk (insan) adı insana yanıldığı (yangluk) için verildi; yanılmak (yangluk) insan (yalnguk) için yaratıldı. Sen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilir misin; ben sana yanılan binlerce insan göstereyim. Bilgi sahibi insanlar pek azdır; bilgisiz ise çoktur; bil ki, anlayışsız insanlar çok; anlayışlılar ise, nadirdir. Bilgisiz bilgiliye daima düşman olmuştur; bilgisiz bilgili ile her zaman mücadele hâlindedir. İnsandan insana çok fark vardır; bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dairdir. Bu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorum. Benim bilgisiz ile hiçbir sözüm yoktur; ey bilgili, işte ben senin kulunum. Sözümü sana söylemiş olduğum için, çekinerek işte böyle senden özür diledim. Sözü söyleyen yanılabilir ve şaşırır; anlayışlı isterse, bunu düzeltir ve tashih eder. Söz, deve burnu gibi yularlıdır; nereye çekilirse oraya gider. Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adam azizdir. Bütün iyilikler bilginin faydasıdır; bilgi ile göğe dahi yol bulunur. Sen her sözünü bilgi ile söyle; herkesin bilgi ile büyük olduğunu bil. Söz kara yere mavi gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi. İnsan gönlü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer. İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o, ister inci olsun – ister çakıl taşı, fark etmez. Kara toprak altındaki altın taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur. Bilgili, bilgisini dili ile meydana çıkarmazsa, yıllarca yatsa bile onun bilgisi muhitini aydınlatmaz. Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık. Anlayış ve bilginin ne olduğunu bilen bu memleket beyi ne der, dinle. Dünyayı elde tutmak için insan anlayışlı olmalıdır; halka hâkim olmak için ise hem akıl, hem cesaret gerekir. Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı. Âdem’in dünyaya indiğinden beri iyi nizam daima anlayışlı insanlar tarafından vaz’edilegelmiştir. Hangi çağda olursa olsun, bugüne kadar daha yüksek yer daima bilgiliye kısmet olmuştur. İnsanların kötüsü anlayış yolu ile asılır; halk arasında çıkan fitne bilgi ile bastırılır. (…)”
Yusuf Has Haclb, Kutadgu (Kısaltılmıştır.)
Cevap: Bu metin, felsefenin varlık, bilgi ve değer alanlarıyla bağlantılı olarak insanın doğası ve bilgiye erişimi üzerine düşündürücü fikirler sunuyor. İnsanın doğasında yanılmak olduğu ve bilginin nadir bulunduğu vurgulanıyor. Bilgi sahibi insanlar, bilgisizlerle sık sık mücadele ederken, bilginin iyiliklere yol açtığına dikkat çekiliyor. Bilgi ve anlayışın değeri vurgulanıyor ve bu özelliklerin insanın içinde bulunan bir zenginlik olarak betimleniyor. Bu metin, insanın bilgi ve anlayışla yükseldiğini ve bilgi ile topluma hükmettiğini vurgulayarak felsefenin insanın düşünsel gelişimi ve toplumsal etkisi üzerindeki rolünü gösteriyor.