Metni Anlama ve Çözümleme
1. Hikâye türünün ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimlerin ve etkileşimlerin, basın yayın organlarının etkisi sizce nedir? Belirtiniz.
Cevap: Gazetelerin yayımlanmaya başlaması makale, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerin edebiyatımıza girmesinin önünü açmıştır. Tanzimat sanatçıları, bu halkı eğitebilmek ve halka yeni oluşturulan bu edebiyatı tanıtabilmek için onlara ulaşabilecekleri en kısa yol olan “gazeteyi” kullanmışlardır.
2. Ömer Seyfettin, hikâyelerinin konularını çocukluk anılarından, halk geleneklerinden, tarihî olaylardan, menkıbe, efsane, kahramanlıklardan ve günlük yaşamdan almıştır.
Buna göre okuduğunuz metnin konusunu ve temasını belirleyiniz.
Konu: Osmanlı paşası İskender Ağa’nın savaşta yenilmesi ve padişahın ölüm fermanını beklerken ödüllerini alması
Tema: Kadirbilirlik ve ülke ülkü uğruna savaşmak…
3. Farklı düşüncelere, duygulara, isteklere, özelliklere sahip olmaktan veya hayat tarzından dolayı yaşanan anlaşmazlık/uyuşmazlık, zıtlık/karşıtlık, gerilim durumlarına çatışma diyebiliriz.
Bu hatırlatmadan hareketle okuduğunuz metindeki çatışmaları belirtiniz.
- İskender Paşa’nın ölüm fermanı beklerken padişahın ödüller göndermesi
- Savaşta tedbir alması gerekirken onun hatalı davranması
- Ölümü beklerken aynı zamanda ölümden korkma
4. Öyküleyici metinlerde olay örgüsü, insanın insanla, insanın toplumla, insanın tabiatla, insanın kendisiyle olan mücadelesinden doğar.
Buna göre okuduğunuz metnin olay örgüsünün nasıl oluştuğunu tespit ederek metnin olay örgüsünü belirtiniz.
- İskender Paşa’nın evinde padişahtan gelecek ölüm emrini beklemesi
- Savaşta hata yapması ve yenilmesi
- Padişahın adamlarının gelmesi
- Öleceğini sanırken padişahın ödüllendirmesi sonucu mutlu olması
5. Okuduğunuz metinde şahısların rol dağılımlarını, olay akışını etkileyen fiziksel, psikolojik ve ahlaki özelliklerini, toplumsal statülerini, tarihsel kişilikleri veya bu kişiliklerle ilişkilerini dikkate alarak metindeki şahısların tip veya karakter özelliği gösterip göstermediklerini belirleyiniz.
İskender Paşa: Hikayenin ana kahramanıdır. İskender Paşa geçmişte büyük kahramanlıkları olan, sonrasında bazı hatalı kararlar alması sonucu yenilen ama yine de Padişahın ödülleriyle karşılaşan bir paşa.
İsmail Mirza: İskender Paşa’yı tuzağa düşürüp onu yenen, sonra da çoluk çocuk demeden katleden bir asi.
Kahya: Sadıktır, helallik istemektedir.
6. Okuduğunuz metindeki kahramanların ruh hâli ile zaman ve mekân arasındaki ilişkiyi dikkate alarak olayların gelişiminde zaman ve mekânın işlevini belirleyiniz.
Cevap: Kahramanların ruh hali bence çok başarılı verilmiştir. Çünkü İskender Paşa’nın karamsar iken odaların pencereleri kapalıdır. Ortam karamsarlık gibi simsiyahtır. Oysa ödüllerin verilmesinden sonra pencereler açılıyor ve aydınlık geliyor. Mekan ruh hali uyumundan bahsedebiliriz.
7. Okuduğunuz metnin anlatıcısını ve bakış açısını tespit ederek anlatıcının okuru etkilemek için yönlendirme yapıp yapmadığını, olayları yorumlayıp yorumlamadığını, yazarın düşünce veya kişiliğiyle örtüşen bir yansıtıcı olup olmadığını, taraflı davranıp davranmadığını değerlendiriniz.
Anlatıcı: Anlatıcı yazarın kendisidir. Üçüncü tekil kişisi anlatıcısı vardır.
Bakış Açısı: İlahi bakış açısı vardır. İskender Paşa’nın ruh hali çok iyi yansıtılmıştır. Yazar her şeyi bilebilmekte ve iç düşünceleri okuyabilmektedir.
8. Okuduğunuz metinde, metnin yazıldığı dönemin gerçekliğini yansıtan unsurları ve metnin dönemin gerçekliğiyle ilişkisini tespit ederek metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi ve tarihî öğeleri belirleyiniz.
Cevap: Metnin yazıldığı dönem yirminci yüzyıl sonları olmasına rağmen metin daha eskileri 16.yy da olan bir savaşı anlatmaktadır. Geçmişten ilham alan bir eserdir. Milli değerler olarak padişahın ödülleri, konağın yapısı ve devletin cezalandırma yöntemlerini saymak mümkündür. Evrensel değer olarak ise suçluluk duygusu ve ölüm temalarını sayabiliriz.
9. Okuduğunuz metni; bağlı olduğu edebî dönem, akım, gelenek, topluluk açısından değerlendiriniz. Metinde görülen edebî, felsefi, estetik anlayışın metne yansımalarını yorumlayınız.
Akım: Dilde sadeleşme akımının önemli bir temsilcisidir. Burada da yerli hikaye tarzında önemli bir eser olduğu açıktır.
Gelenek: Osmanlının son zamanlarında kaleme alınan bu öykü aslında bizim halk hikayeciliğimiz ve masal anlatıcılığı geleneğimizin bir devamı sayılabilir.
Edebi Dönem: Tanzimat Dönemi sonları Milli Mücadele Yılları başlarıdır.
10. Okuduğunuz metni ve yazarın biyografisini de dikkate alarak yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.
Cevap: Yazar kendi ideallerini metin üzerinden okurla paylaşmaktadır. Yazar Turancılık fikrini okura benimsetmek için öykünün sonuna İskender Paşa’nın ağzından yeni ülküyü anlattırmaktadır.
11. Okuduğunuz metindeki anlatım biçimlerini (öyküleme, betimleme vb.), anlatım tekniklerini (gösterme, tahkiye etme, özetleme, geriye dönüş, diyalog, iç konuşma, iç çözümleme, bilinç akışı, pastiş, parodi, ironi vb.) tespit ederek bunların metindeki işlevini belirleyiniz.
Cevap: Okuduğumuz metinde öyküleme, betimleme anlatım biçimleri ile diyalog, karşılaştırma gibi de anlatım tekniklerinin ön plana çıktığını söyleyebiliriz.
Samipaşazade Sezai’nin Hiç adlı hikâyesi ile Ömer Seyfettin’in Teselli adlı hikâyesini aşağıdaki tabloda verilen ölçütlere göre karşılaştırınız.
Ölçüt | Hiç | Teselli |
Konu | Bireysel sorunlar | Ölü ile yaşam arasında gidip gelmek |
Çatışma | Aile ile gelecek arasında kalmak | Savaşta hatalar yapan paşanın ölüm korkusu |
Olay Örgüsü | Anneye bakma İşe gidip gelmek Kadınla vapurda tanışma | İskender Paşa’nın ölümü beklemesi İskender Paşa’nın ödüllendirilmesi |
Şahıslar | Hikayemizin kahramanı genç, annesi, kızkardeşi, arkadaşları, vapurdaki kadın | İskender Paşa, kahya, gelenler, İsmail Mirza |
Zaman ve Mekân | Zaman şimdiki zamandır | Geçmiş zaman kullanılmıştır |
Anlatıcı / Bakış Açısı | Hakim Bakış Açısı Vardır Yazar anlatıcıdır | Hakim Bakış Açısı Vardır Yazar anlatıcıdır |
Sayfa 84
Ünite genelinde okuduğunuz hikâye metinlerini Anton Çehov’un Baharda adlı hikâyesi ile konu, olay örgüsü, çatışma, üslup ve anlatıcı yönünden karşılaştırıp aşağıya yazınız.
Ölçüt | Hiç | Teselli | Baharda |
Konu | Bireysel sorunlar | Ölü ile yaşam arasında gidip gelmek | İnsan ilişkileri |
Çatışma | Aile ile gelecek arasında kalmak | Savaşta hatalar yapan paşanın ölüm korkusu | Makar Denisov ‘un başından geçenler |
Olay Örgüsü | Anneye bakma İşe gidip gelmek Kadınla vapurda tanışma | İskender Paşa’nın ölümü beklemesi İskender Paşa’nın ödüllendirilmesi | Kahramanların tanıtılması Makar Denisiç’in Bubenstsov ile olan konuşmaları |
Şahıslar | Hikayemizin kahramanı genç, annesi, kızkardeşi, arkadaşları, vapurdaki kadın | İskender Paşa, kahya, gelenler, İsmail Mirza | Bahçıvan Panteley Petroviç Makar Denisiç Bubentsov Sıska Karısı Aşçı |
Zaman ve Mekân | Zaman şimdiki zamandır | Geçmiş zaman kullanılmıştır | Hem iç hem de dış mekan vardır. |
Anlatıcı / Bakış Açısı | Hakim Bakış Açısı Vardır Yazar anlatıcıdır | Hakim Bakış Açısı Vardır Yazar anlatıcıdır | Hakim Bakış açısı vardır |
Sayfa 85
Kerem ile Aslı adlı metinden alınmış aşağıdaki parçada geçen fiilimsileri bulunuz. Fiilimsilerin çeşitlerini ve metindeki işlevlerini belirtiniz.
Duman ikisini de tıkamıştı. Öksürmeye başladılar. İçecek suları tükenmişti. Biri bir yana, biri öbür yana su aramaya gittiler. Suyun şırıltısını duyuyorlar, dumandan oluğu bulamıyorlardı. Birbirlerine uzaktan uzağa seslenerek ilerliyorlardı. Birden ses duymaz oldular. Korktukları başlarına gelmişti. Puslu dağ yankı vermez; ne denli bağırsalar birbirlerinin sesini duymuyorlardı. Dağ ıssızlığı Kerem’in içine öyle bir korku saldı ki, başını ellerinin arasına alıp bir köşede büzülüp kaldı. “Ya Rabb’im!” dedi içinden, “Allah’ım, nedir bu başıma gelenler; Aslı’mı yitirdiğim yetmedi, şimdi de Sofu’yu yitirdim.”
Su aramaya çıkarken atlarını aşağılarda bırakmışlardı. Saz, Kerem’in yüreğinin diliydi; sazını yanma almıştı. Ağlıyor sızlıyor Sofu’dan ses gelmiyordu. İyice bunaldı, ne yapacağını bilemedi. Her gün yeni bir şey öğreniyordu. O an, saz çaldıktan sonra Ağrı Dağı’ndan duman çekildiğini anımsadı. Bu kapkara dağa da seslenirse dumanın çekileceğini düşündü. Sazın telleri nemden gevşemiş olsa da ona derdini yine o unutturacaktı. Dağa kahırla seslendi, görelim ne söyledi…
Hiç adlı metinden alınmış aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerini tespit ederek bu işaretlerin hangi amaçla kullanıldığını ve metnin anlamına katkısını belirtiniz.
Oh! Bu tebessüm! Zavallı gencin ümitsiz gecelerinde üzüntüsünü gideren yâri, ışıksız gündüzlerinde parlayan ışığı olduğundan evine her gece coşku ve kuvvetini yenileyerek dönüyordu. Yalnız en son defa ulaştığı tebessümden dolayı âşıkça bir kendinden geçiş içinde kalmıştı. O gece sabaha kadar gözlerini bir kere bile kapamadı. Artık bu kızı alacaktı! Annesinin rızasını alacağından emin olduğu gibi, kendine bu kadar sevgi besleyen ve güler yüz gösteren kızlarının kalbinin arzusuna onun ana ve babasının mâni olmayacaklarından şüphe duymuyordu. Her türlü güçlüğe, her türlü engellemeye, göğsünü yaralamasına direnmeye çalışarak kendisine bu kadar gönül veren eşine, Boğaziçi’nin güzel sahillerinin en gizli bir köşesinde, yahut ışıklar saçan bir güneşin güzelliklerinin altında şen ve mutlu olan Adalar’ın en güzel tarafında bir ev, bir sevgi yuvası bina edecek.
virgül: Benzer görevdeki kelimeleri ayırmak için kullanılmıştır.
Nokta: Biten tümcelerden sonra getirilmiştir.
Kesme İşareti: Özel adlara gelen ekleri ayırmak için kullanılmıştır.
Teselli adlı metinden alınmış aşağıdaki parçada geçen altı çizili kelimeleri inceleyerek yazımlarının doğru olup olmadığını belirtiniz.
Bir aydır her şeyi defterdarına bırakmış, “Bizim artık dünya gailesi ile uğraşacak vaktimiz kalmadı. Tövbe zamanımızdır.” demişti. Hâlbuki bozuk ordunun erzakını, intizamını, zapturaptını temin edemeyen defterdar yine ara sıra zabitleri kumandana yollamaya mecbur oluyordu. Efendilerinin akıbetini, tıpkı kendisi gibi sarih bir ümitsizlikle bekleyen kapı halkı artık onu taciz etmiyorlardı. Herkes kendi başının çaresine düşmüştü. İçinde Azrail beklenilen bu boş konağın mezar havasını hiçbir ses bozmuyordu. Vakit vakit esen serin, hiddetli bir rüzgâr, duvarlara çarparak çatılardan süzülüyor, tenha sofalarda cinler top oynuyordu.
Her şey: Şey ayrı yazılmıştır doğru.
intizam: Doğru yazılmıştır.
Zapturaptını: Yanlış yazılmıştır zapt u rapt şeklinde olmalıdır.
Düşmüştü: Doğru yazılmıştır.
Akıbeti:Doğru yazılmıştır.