10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 208-209-214-215-216-217 Cevapları Meb Yayınları

10. Sınıf Meb Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 208, 209, 214, 215, 216, 217 Metni Anlama ve Çözümleme Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

1. Şair Evlenmesi adlı metindeki temel çatışmayı ve bu çatışma etrafında metinde yer alan veya metnin ima ettiği diğer çatışmaları, karşılaşmaları, karşıtlıkları belirleyiniz.
Cevap
: Metindeki temel çatışma Müştak Bey’e yanlış kızı nikâhlamaları sonucu ortaya çıkan durumdur.

2. Metinde hangi anlatım tekniklerinin kullanıldığını metinden örnekleyerek belirtiniz.
Cevap
: Metin olay çevresinde gelişen türlerden tiyatrodur. Bundan dolayı öyküleyici anlatım kullanılmıştır. Karşılık konuşmalardan dolayı da diyalog, gösterme teknikleri kullanılmıştır.

3. Modern Türk tiyatrosunun ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, teknolojinin, toplumsal değişim ve etkileşimlerin rolünü belirtiniz.
Cevap
: Modern Türk tiyatrosu Batı etkisinde gelişen Türk edebiyatının ilk dönemi olan Tanzimat edebiyatında edebiyatımıza girmiştir. Bu dönemde toplumumuzla birlikte edebiyatımız da yüzünü Batı’ya dönmüş; makale, roman, hikâye türleri gibi modern tiyatro da edebiyatımıza girmiştir. Geleneksel tiyatromuzda yazılı metinler yoktur ve oyunlar doğaçlama oynanır ama modern tiyatroda yazılı metinler vardır.

4. Şair Evlenmesi adlı metnin dramatik örgüsünü belirleyiniz.

– Müştak Bey’e Kumru Hanım’ın değil ablası Sakine Hanım’ın nikâhlanması
– Müştak Bey’in buna itiraz etmesi
– Ebullaklaka’nın Müştak Bey’i dinlemeyip ona kızması
– Hikmet Bey’in Ebullaklaka’ya rüşvet vermesi Ebullaklaka’nın durumu düzeltmesi
– Müştak Bey’le Kumru Hanım’ın kavuşması, Hikmet Bey’in Müştak Bey’e öğüt vermesi.

5. Metindeki şahıs kadrosunun özelliklerini aşağıdaki tabloya yazınız.

KişilerÖzellikleri
Müştak Beykörü körüne hareket eden
Hikmet Efendiaklı başında
Ebullaklakagürültücü, geveze
Zîbâ Dudulaf taşıyan
Batak Eseher işe burnunu sokan
Atak Kösesaf ve cahil

6. Metinde, metnin yazıldığı dönemin gerçekliğini yansıtan unsurları belirleyiniz.
Cevap
: O önemde evliliklerin görücü usulüyle yapılması, nikâhları imamın kıyması, halkın imam ne derse ona itaat etmesi, rüşvet ile iş halledilmesi, tiyatroya gidilmesinin hoş karşılanmaması metinde dönemin gerçekliğini yansıtan unsurlardır.

7. Metindeki toplumsal ve kültürel değerleri yaşadığınız toplumun değerleriyle karşılaştırınız.
Cevap
: O dönemde evlilikler görücü usulü yapılıyormuş, bu durum daha çok kırsal kesimler başta olmak üzere günümüzde az da olsa devam etmektedir. O zamanki, insanların tiyatroya gitmesinin yanlış bir şey gibi algılanması günümüz için geçerli değildir. Günümüzde erkekler entariyle yatmazlar. Günümüzde insanlar daha sorgulayıcıdır, bir kişinin (Ebullaklaka) söylediği her şeyi sorgusuz sualsiz kabul etme durumu söz konusu değildir.

8. Metinde yazara özgü üslup özelliklerini belirleyiniz.
Cevap
: Bu metin edebiyatımızdaki ilk yerli tiyatro olan Şair Evlenmesi’nden alınmıştır. Eser her ne kadar Batılı özellikte yazılan bir komedi olsa da geleneksel tiyatrodan da izler taşımaktadır. Özellikle Atak Köse ve Batak Ese yerel ağız özellikleriyle konuşturulmuştur. Bu durum, eserdeki orta oyunu etkisini gösterir. Yine eser bir tiyatro olduğu için yer yer ünlemlere, hitap ve soru cümlelerine yer verilmiştir.

9. Metinde geleneksel Türk tiyatrosuna ait unsurları tespit ediniz.
Cevap
: Metinde geleneksel Türk tiyatrosuna ait unsur, güldürü unsurunun ağız özellikleri kullanılarak sağlanmaya çalışılmasıdır. Metnin komedi türünde olması da geleneksel tiyatromuzla ortak bir noktadır.

Şair Evlenmesi adlı metni Macbeth adlı metinle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

Şair Evlenmesi

  • Tür: Oyun (Temsil)
  • Biçim: Tiyatro metni, diyaloglar ve sahne talimatları içerir.
  • Üslup: Şair Evlenmesi, dilinin sadeliği, doğallığı ve halkın konuşma diliyle yazılmıştır.
  • İçerik: Şairin evlenme serüvenini, aşkı, evlilik hayatının getirdiği sorumlulukları ve toplumsal beklentileri ele alır.

Macbeth

  • Tür: Oyun (Tragedya)
  • Biçim: Tiyatro metni, diyaloglar ve sahne talimatları içerir.
  • Üslup: Shakespeare’in zengin ve sembolik diliyle yazılmıştır. Antik Yunan tragedya geleneğinden esinlenmiştir.
  • İçerik: İktidar hırsı, suç, pişmanlık, kader ve özgür irade gibi temaları işler. Macbeth’in iktidar uğruna işlediği cinayetler ve sonrasında yaşadığı pişmanlık ve paranoyayı konu alır.

Türk ve dünya edebiyatından tiyatro örnekleri okuyunuz.

1. “Böyle kibarâne yoluyle meramınızı ifade buyuruşunuzdan, gönlümdeki hiddet gitti de yerine merhamet geldi.” cümlesi yukarıdaki kutucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: Fiil cümlesi
Anlamına Göre: Olumlu cümle
Yapısına Göre: Bağlı cümle

2. “Yahu mahalleli; ben bu işte bir başka türlü hakkaniyet görmeye başladım” cümlesi yukarıdaki ku- tucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: Fiil cümlesi
Anlamına Göre: Olumlu cümle
Yapısına Göre: Birleşik cümle

3. “Zira sonradan hatırıma bir şey geldi..” cümlesi yukarıdaki kutucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: Fiil cümlesi
Anlamına Göre: Olumlu cümle
Yapısına Göre: Basit cümle

4. “Fakat büyük kız demekten muradım, yaşta büyük değildir; boyda büyük mânasınadır.” cümlesi yukarıdaki kutucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: İsim cümle
Anlamına Göre: Olumlu cümle
Yapısına Göre: Sıralı cümle

5. “Zira büyük kız kırk yaşını geçmiş olduğu halde damat beyin dengi olamaz.” cümlesi yukarıdaki kutucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: Fiil cümlesi
Anlamına Göre: Olumsuz cümle
Yapısına Göre: Birleşik cümle

6. “Her bir zamanda ve her bir mekânda böyle doğrucasına şehadet ederim” cümlesi yukarıdaki kutucuklarda belirtilen cümle çeşitlerinden hangilerini örneklemektedir? Kutucuk numaralarını aşağıda belirtilen yerlere yazınız.

Yükleminin Yerine Göre: Kurallı cümle
Yükleminin Türüne Göre: Fiil cümle
Anlamına Göre: Olumlu cümle
Yapısına Göre: Basit cümle

7. Yukarıdaki sorularda bulduğunuz cümle çeşitlerinin metindeki işlevlerini belirleyiniz.

8. Aşağıdaki parçada noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

KAVUKLU — Nafile! Tamir götürmüyor. Hep işsizlik, yoksuzluk seyyiesi. Boş gezenin boş kalfası. PIŞEKÂR — Elinde bir sanatın yok mu?
KAVUKLU — Ne gezer! Vaktiyle ne okuduk, ne sanata heves ettik.
PIŞEKÂR — Demek elinde beş on kuruş sermayen de yok ha?
KAVUKLU — Ne gezer. On paraya kurşun atıyorum.
PIŞEKÂR — Vah vah vah! Bin liran da mı yok?
KAVUKLU — Eğleniyor musun? Fülûsa muhtacım.
PIŞEKÂR — Dur, birader. Sen benim baba dostumsun. Sana yardımda bulunmayım da kime bulunayım? Ben bu mahallenin muhtarıyım, her bir umûr ü husûsâtına ben karışırım. Birkaç hâne ile birkaç da dükkân kiraya veririm. Bir sanat var, bilmem becerebilir misin? Senin için biçilmiş kaftan. Hem de bir baltaya sap olursun.

– Nafile!, Ne gezer! : Ünlem, söylenmek istenenle ilgili duygu durumunu belirtmiş.

– …götürmüyor. : Nokta, tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Hep işsizlik, yoksuzluk seyyiesi: Virgül, eş görevli sözcüklerin arasına konmuş.

Nokta, tamamlanmış cümleni in sonuna konmuş.

– Boş gezenin boş kalfası.: Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– …yok mu? Soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Vaktiyle ne okuduk, ne sanata heves ettik. : Virgül sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmış. Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Demek elinde beş on kuruş sermayen de yok ha? : Soru işareti, soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Ne gezer. On paraya kurşun atıyorum. : Noktalar tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Vah vah vah! : Ünlem, üzülme anlamı taşıyan ifadenin sonuna konmuş.

– Bin liran da mı yok? : Soru işareti, soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Eğleniyor musun? : Soru işareti, soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Fülûsa muhtacım. : Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Dur, birader. : Virgül, seslenme bildiren ifadenin sonuna konmuş. Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Sen benim baba dostumsun. : Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Sana yardımda bulunmayım da kime bulunayım? : Soru işareti, soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Ben bu mahallenin muhtarıyım, her bir umûr ü husûsâtına ben karışırım. : Virgül, sıralı cümlelerin arasına, nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Birkaç hâne ile birkaç da dükkân kiraya veririm. : Nokta tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

– Bir sanat var, bilmem becerebilir misin? : Virgül, sıralı cümlelerin arasına, Soru işareti, soru anlamı taşıyan cümlenin sonuna konmuş.

– Senin için biçilmiş kaftan. Hem de bir baltaya sap olursun. : Noktalar tamamlanmış cümlenin sonuna konmuş.

9. Aşağıdaki parçada bulunan birleşik kelimelerin yazımıyla ilgili kuralları belirtiniz.

Ihsan Hınçer’in (1916-1979) görüşüne göre “Camın henüz keşfedilmediği zamanlarda Çin’de pencerelere kâğıt yapıştırılırmış. Işık yakıldığı zaman, içeride dolaşanların gölgeleri pencereye aksettiği için görülen hareketler hayal oyununun bulunmasına müncer olmuştur.”

– keşfedilmediği: Yardımcı fiille kurulan birleşik fiil ünlü düşmesinden dolayı bitişik yazılmış. (keşif etmek)

– aksettiği: Yardımcı fiille kurulan birleşik fiil ünlü düşmesinden dolayı bitişik yazılmış. (akis etmek)

– hayal oyunu: Sözcükler birleşme sırasında anlamlarını koruduğu için ayrı yazılmış.

– müncer olmuştur: Yardımcı fiille kurulan birleşik fiil herhangi bir ses düşmesi veya türemesi olmadığından dolayı bitişik yazılmış.

Etkinlik

İncelediğiniz metinlerden hareketle geleneksel tiyatronun eğlence kültürümüzdeki yeri, Osmanlı toplumunda bir arada yaşama kültürü, isimlerle karakterler arasındaki ilişki, yanlış anlamalar ve şive taklitleri gibi konular hakkında yazma çalışmaları yapınız.

GELENEKSEL TİYATROMUZ

Osmanlı Devleti çok farklı ulusların barış ve huzur içinde yaşadığı bir ülkeydi. Bu durum tiyatro eserlerine de yansımış ve asli unsur olan Müslüman Türklerin yanında diğer etnik unsurlara da eserlerde yer verilmiştir.

Teknolojinin henüz günümüzdeki kadar gelişmediği o dönemlerde özellikle Karagöz, orta oyunu ve meddah halkın eğlence ihtiyacını karşılıyordu. Belki de günümüz nesli için çok basit kaçabilecek, onların gülmeyeceği şeyler olan ağız taklitleri ve yanlış anlamalar o zaman için komedi unsurunu sağlayan şeylerdi. Aslına bakarsak günümüzde bile komedilerde yanlış anlamalar ve ağız özellikleri hâlâ kullanılmaktadır ama tabii ki de oyunun asıl unsuru olarak yer almazlar.

Birer kültür mirası olarak geleneksel tiyatro türlerimizi yaşatmalı, onları günümüz şartlarına uyarlayarak gelecek kuşaklara da aktarılmasını sağlamalıyız.

a. Sözlü İletişim Tür ve Tekniklerini Tanıma

Meddah

Arapça bir sözcük olan meddah, metheden (öven) demektir. Meddah, tek kişinin hazırlayıp sunduğu halk tiyatrosudur (günümüzdeki stand-up gösterisi gibi). Bu tiyatroyu hazırlayıp sunan kişiye de meddah denir. Meddah; açık veya kapalı mekânlarda, bir seyirci topluluğu önünde bir olayı veya hikâyeyi hareket ve taklitlerle canlandırır.

Meddahın oyunları canlandırırken kullandığı iki aksesuar vardır. Bunlar bir değnek ve bir mendildir. Meddah; terini silmek için kullandığı mendili olayın akışına göre başörtüsü, sofra; değneği ise baston, at, silah vb. olarak kullanır.

Başlangıçta daha çok dinî konuları anlatan meddahlar, zamanla farklı konulara yönelmiş; birtakım halk hikâyelerinin yanı sıra yaşadıkları dönemlerde gözlemledikleri kişileri ve olayları canlandırmaya ağırlık vermişlerdir. Destan ve halk hikâyesi kişileri, mirasyediler, dalkavuklar, yaşlı erkek ve kadınlar, farklı ırklardan kişiler vb. meddahların taklit ederek canlandırdığı kişiler arasındadır. Canlandırdığı kişileri bütün davranış ve ağız özellikleriyle taklit edebilen meddahlar, ayrıca çeşitli hayvan ve tabiat seslerini de oyunun akışı içinde taklit ederler.

Meddahların canlandırdığı hikâyelerde diğer halk tiyatrosu türlerinde olduğu gibi güldürücülüğün yanı sıra güçlü bir sosyal eleştiri de vardır. Diğer geleneksel halk tiyatrosu türleri gibi meddah da sözlü gelenek ve usta-çırak ilişkisi içinde gelişmiştir. Ancak bu türlerden farklı olarak

Karagöz ve orta oyununa göre meddahta taklit daha ağırlıklı olup meddahın konu alanı da bu türlere göre daha geniş ve çeşitlidir.

Meddahlık geleneği Karagöz’le birlikte Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası TemsilîListesi’nde yer almaktadır.

Tıfli, Aşki, Süruri, Şükrü Efendi, İsmet Efendi ve Şerif Çelebi geleneksel Türk tiyatrosunda ünlü meddahlardandır. Bugün ise Erol Günaydın, Münir Özkul ve Gazanfer Özcan meddah gösterileri canlandırmıştır. Cenknameler, Hamzanameler; Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin, Leyla ile

Mecnun vb. hikâyeler, halk şairleri (âşıklar) dışında meddahlar tarafından da (kendi üsluplarıyla) anlatılmıştır. Bunların dışında Bedii ve Kasım, Celal-Cemal, Hançerli Hanım, Helvacı Güzeli, Mirasyedi ünlü meddah hikâyelerindendir.

1. Etkinlik

İzlediğiniz bir meddah ve stand-up gösterisinden hareketle kısa bir meddah oyunu sununuz.

Sahne: Bir pazar yerinde esnaf ve alıcılar. Meddah, pazardaki bir meyve satıcısı olarak sahneye girer.

Meddah (meyve satıcısı kılığında): “Hoş geldiniz, hoş geldiniz! Pazarda bugün her şey taptaze! Ama en tazesinden elma, muz, şeftali! Gel gör bu meyvelerin dansını, hepsi birer yıldız gibi parlıyor!”

(Arkasından bir alıcı gelir, elinde büyüteçle meyveleri incelemeye başlar.)

Alıcı: “Bu elmalar ne kadar da parlak! Sanki cilalanmış gibi. Yoksa bunları parlatmak için ayakkabı boyası mı kullandınız?”

Meddah (gülerek): “Ayakkabı boyası mı? Hayır efendim, bunlar doğanın boyasıyla parlıyor. Ama ilginç fikir, belki pazarda bir yenilik yaparız!”

(Alıcı, bir muz alır ve koklamaya başlar.)

Alıcı: “Bu muzlar neden bu kadar garip kokuyor? Yoksa bunlar plastik mi?”

Meddah (şaşkınlıkla): “Plastik mi? Efendim, bu muzlar o kadar taze ki, henüz dün ağaçtan indi. Plastik muzlar pazarda satılmaz, onlar sadece televizyonda gördüğümüz politikacıların konuşmalarında bulunur!”

(Alıcı, bir şeftali alır ve ısırır, sonra yüzünü buruşturur.)

Alıcı: “Bu şeftali çok ekşi! Bu nasıl olur, göz alıcı görünüyor ama tat yok!”

Meddah: “Efendim, hayat gibi işte. Her şey dış görünüşüyle değil, içeriğiyle değerlidir. Mesela, benim şu esprilerim, dışarıdan bakınca pek bir şey gibi görünmez ama içi dopdolu!”

(Alıcı gülerek meyvelerden satın alır ve sahneden ayrılır.)

Meddah (seyirciye dönerek): “Görüyorsunuz değil mi, hayat pazardaki gibi. Herkes bir şeyler satıyor, herkes bir şeyler alıyor. Ama en güzeli, gülümseyerek ve esprilerle dolu bir gün geçirmek. Unutmayın, hayat kısa, muzlar taze!”

(Sahne sonu, meddah selam vererek sahneden ayrılır.)

Bu örnek, meddahın geleneksel hikaye anlatıcılığına modern espriler ve günlük yaşamdan esinlenen mizahi unsurlar ekleyerek klasik ile moderni harmanladığı bir gösteri sunar.

2. Etkinlik

Genel ağdan Karagöz oyunu videoları izleyiniz.
Cevap
: Genel ağdan Karagöz oyunu videolarını sizler izleyebilirsiniz.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri