İntibah Roman özeti, olay örgüsü ve kişiler

İntibah Roman özeti, olay örgüsü ve kişiler
İntibah ya da diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey, Namık Kemal'in, ilk kez 1876'da yayımlanan bir romanı.

İntibah romanının yazarı, Namık Kemal'dir. İntibah diğer bilinen isimleriyle Son Pişmanlık ya da Sergüzeşt-i Ali Bey yazarı Namık Kemal'in 1873-1876 yılları arasında sürgüne gönderildiği Kıbrıs'taki Magosa Kalesi'nde kaleme aldığı değerli yapıtıdır. Romanın amacı Osmanlıcanın roman yazımına uygun bir dil olduğunu göstermektir. Dönemde yapılan yayınları denetleyen Maarif Vekaleti tarafından yazara danışmadan romanın ismi "İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey" olarak değiştirilmiştir. Bazı kısımları sansür edilen romanın özgün metni günümüze ulaşamamıştır.

İntibah kitabı özeti

 İyi bir tahsil gören zengin Ali Bey, Çamlıca'da gördüğü hafif meşrep Mahpeyker'e aşık olur. Ali Bey, Mahpeyker ile uygun karşılanmayan ve eğlence içinde bir hayat sürmeye başlar. Ali Bey'in annesi Fatma Hanım, oğlunun bu kadından kurtulması için Dilaşub adlı güzel bir kızı evine cariye olarak alır. Ali Bey, Dilaşub ile ilgilenmeye başlar. Bu duruma sinirlenen ve intikam almak isteyen Mahpeyker, bir plan kurar Dilaşub'a iftira atarak satılarak evden gitmesini sağlar. Dilaşub'u yaptığı plan gereği Mahpeyker satın alır. Bu duruma rağmen kendisine Ali Bey'in dönmemesi ise Mahpeyker'i çok kızdırır.

 Romanın sonunda Mahpeyker, Ali Bey'in bağ evine çağrılarak öldürülmesini planlar. Bağ evine Mahpeyker, Dilaşub'u da götürür. Dilaşub'un Ali Bey'in paltosuna sarılarak yerde yatması üzerine Ali Bey sanılarak öldürülmesi romanın üzücü kısımlarından biridir. Bu durum üzerine Ali Bey de Mahpeyker'i öldürür. Hapse atılan Ali Bey ise altı ay sonra üzüntüden vefat eder.

İntibah’ın Olay örgüsü:

  • Babasının ölümü üzerine Ali Beyin bunalıma girmesi...
  • Annesinin onu arkadaşlarıyla Çamlıca'ya göndermesi...
  • Ali Beyin Çamlıca'da Mahpeyker ile karşılaşması ve ona  aşık olması...
  • Ali Bey’in Mahpeyker’i görmek için her gün Çamlıcaya’ya gitmesi...
  • Mahpeyker'in nasıl bir kadın olduğunun anlatılması...
  • Ali Bey ve Mahpeyker’in gizli gizli buluşmaları...
  • Mahpeyker’in Ali Beyi ikna etmek için türlü yollar denemesi...
  • Mahpeyker’in Ali Beyden intikam alma planları yapması...

Muhteva (içerik) bilgisi

Ana fikir : Karşılaştıkları olaylar hakkında derinlemesine değerlendirme yapmadan karar veren insanlar çoğu zaman yanlış yaparlar. Ve ne yazık ki bu karardan dönmeleri de çok zor olur. Genellikle son pişmanlık fayda vermez.

Alınacak dersler :

  • Güvendiğimiz insanları iyi tanımamız lazımdır.
  • Sevdiğimiz insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız.
  • Kalbimizin sesini dinlerken beynimizin de sesini dinlemeliyiz.
  • Aşık olunmaması gereken kişilere aşık olanların hayatları alt-üst olur.
  • Seçimlerimiz yaparken sonuçlarını göz önünde bulundurmalıyız.
  • Kaybedecek bir şeyi olmayanlar hiçbir şeyden korkmazlar
  • Düşünerek karar vermeliyiz.
  • Bir anlık zevkler uğruna hayatımızı karartmamalıyız.

Olayın kişileri ve tahlilleri :

Ali Bey: Yirmi bir yaşında, İstanbullu bir genç adamdır. Babıali’de katip olarak çalışmaktadır.

Mahpeyker: Hafifmeşrep bir genç kadındır.

Dilaşub: Genç, güzel ve ahlaklı bir cariyedir. Ali Bey’in annesi Fatma Hanım tarafından oğlunu Mahpeyker’den kurtarmak için satın alınan cariyedir.

Fatma Hanım: Ali Bey’in annesidir. Kocası vefat ettikten sonra tüm sevgi ve ilgisini oğlu Ali Bey’e gösterir. Oğlunun Mahpeyker isminde bir hayat kadını ile beraber olduğunu öğrenince onu kurtarmak için elinden geleni yapar. Oğlu Ali’yi yeniden eve bağlamak için Dilaşub adlı güzel bir cariye satın alsa da Mahpeyker’şn oyunları Fatma Hanım’ın kurduğu mutlu aileyi dağıtacaktır.

Atıf Bey: Ali Bey’in çalışma arkadaşıdır. Ali Bey ile aynı yaşıttır. Benzer kişiliklere sahip oldukları için iyi birer arkadaş olurlar. Atıf Bey, yakın arkadaşını sürekli olarak korumaya çalışır.

Mesut Bey: Atıf Bey’in dayısıdır.

Olayın geçtiği mekanlar:

Tabiat veya gezinti yeri olarak adlandırabileceğimiz Çamlıca bir dış mekân örneğidir.
Romanda dış dünyayı temsil eden en önemli mekân ise olayların başladığı ve gerçekleştiği yer olan Çamlıca’dır. Bilindiği üzere Tanzimat dönemi yazarlarını romanı kurgularken zorlayan durumlardan biri kadın ile erkeği bir araya getirmenin yarattığı güçlüktür. Bunun için ortak bir bağa veya mekâna ihtiyaç duyulmakta bu sebeple çoğu kez efendi-köle veya akrabalar arasındaki ilişkilerden yola çıkılmaktadır. Bu anlamda Çamlıca vb. mesire yerleri kadın ve erkeğin rahatça görüştüğü bir yer olmasa da bir araya gelebildiği bir mekân olması
bakımından önemlidir. Dolayısıyla bir sosyalleşme aracı olan benzeri yerler romanı kurgularken yazarlar için mekân olmanın ötesinde kurtarıcı bir işlev yüklenirler.  
Çamlıca bu anlamda romanda hayatî bir göreve sahiptir. Mahpeyker ile Ali Beyin karşılaşmaları, tanışmaları, Mahpeyker’in gerçek kimliğinin ortaya çıkması ve ilk tartışmaları hep bumekânda ve bu mekân sayesinde gerçekleşir. Romanda mekân,  olayların gerçekleştiği yer olmanın dışında olayları tetikleyen veya olayların gidişatını belirleyen önemli bir unsurdur.
Örneğin, Mahpeyker’in gerçek kimliğinin ortaya çıkışında veya Dilâşup ile ilgili dedikoduların Ali Bey’e iletilip genç kadının gözden düşürülmesinde mekân böyle bir işlev yüklenir. Dolayısıyla Çamlıca yazar için önemli bir yardımcı, roman içinse önemli bir kahramandır. Ali Bey açısından ise hem birleştirici hem engelleyicidir.

Yazar, olayların gelişiminde önemli bir işlev yüklenecek olan bu kahramanı bir an önce okuyucusuna tanıştırmanın telaşıyla romana Çamlıca’yla veya mekân tasviriyle başlar. Mekânın bu şekilde kullanımı Çamlıca açısından bir çeşit erken anlatımdır. Başka bir deyişle yazar, Çamlıca’nın önemini bize baştan hissettirir. Ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere Ali Bey dış dünyayla teması sınırlı olan bir gençtir. O da tıpkı Çamlıca tepesi gibi şehre dolayısıyla hayata dışardan, uzaktan bakmaktadır. Bu haliyle Çamlıca, Ali Bey’in hayatın dışındalığının veya tecrübesizliğinin de ifadesidir.

Çamlıca, Tanzimat nesliyle özdeşleştirilerek yüceltilmektedir. Oysa ki Çamlıca romanda bunun tam tersi bir anlama sahiptir. Mekân her ne kadar “firdevs-i a’lânın yere inmiş bir kıt’ası” (Namık Kemal, 2000, s.7)  yani cennetten bir parçaymış gibi tasvir edilse, önemli olayların gerçekleşmesine sebep olan ve aynı zamanda onlara mekân olan bir yer olsa da aslında yazarın gözünde olumsuz bir anlama sahiptir. Çünkü tüm kötülüklerin başlangıç yeri ve sebebi Çamlıca veya onun gerisinde yatan batılı zihniyettir. Yine aslında tüm kötülüklerin sebebi olan Ali Bey de Felatun Bey ve Bihruz’da olduğu kadar vurgulu ifade edilmese de Batılılaşmış bir züppedir. Tüm budalalıklarıyla babasının kendisine emanet etmiş olduğu yuvayı veya evi yok etmiştir.

693
231
909
106
40
41
654
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
2 Yorum