G harfi ile başlayan eş anlamlı kelimeler
gabi: 1. aptal. 2. anlayışsız,
gaddar: acımasız, merhametsiz.
gaf yapmak: pot kırmak,
gafil: 1. aymaz. 2. ihtiyatsız. 3. dalgın,
gaflet: 1. aymazlık. 2. ihtiyatsızlık. 3. dalgınlık,
gaile: sıkıntı, dert, üzüntü,
galeyan: 1. coşma. 2. kaynama.
galibiyet: 1. yenme, yengi. 2. zafer.
galip: 1. yenen. 2. üstün, baskın, üst gelen,
gam: tasa, kaygı, üzüntü,
gammaz: çekiştirici, fitneci,
gamlanmak: tasalanmak, kaygılanmak, üzülmek,
gamsız: kedersiz, tasasız,
gani: zengin,
gani gani: bol bol.
garanti: 1. teminat. 2. güvence.
garaz: kin, düşmanlık.
garip: 1. kimsesiz. 2. yabancı. 3. zavallı,
garipsemek: yadırgamak, garp: batı.
gavur: 1. dinsiz. 2. merhametsiz. 3. insafsız, gaddar.
gaye: amaç, maksat, gayet: pek, çok, pek çok.
gayret: emek, uğraşma,
gayrı: artık, bundan böyle,
gayri: başka, diğer, gazap: öfke, kızgınlık, hiddet,
geberik: ölü.
gebermek: ölmek,
gecikme: rötar, tehir,
geçer: sürümlü, yürürlükte bulunan, sayılı, ileri gelen, makbul,
geçerlik: revaç,
geçici: muvakkat,
geçim: 1. anlaşma, uyuşma. 2. maişet geçimsiz: huysuz, kavgacı.
geçinememek: anlaşamamak, bağdaşarnamak, uyuşamamak.
geçinmek: anlaşmak, bağdaşmak, uyuşmak,
geçiş: intikal.
geçiştirmek: savuşturmak, atlatmak.
geçmek: arasından çıkmak, aşmak, akmak, etkilemek, tesir etmek, atlamak,
geçit: boğaz, bel, belen, derbent,
geçmiş: mazi. geda: yoksul, dilenci,
gedikli: 1. daimî. 2. kıdemli,
gelecek: istikbâl, ati.
gelenek: anane, örf, âdet.
gelir: kazanç, irat.
gelişigüzel: rast gele, özensiz, yarım yamalak, sudan, gönülsüz, üstünkörü.
gelişim: inkişaf,
gelişmek: 1. büyümek. 2. tekâmül. 3. inkişaf. 4. yetişmek.
genç: delikanlı, körpe, taze,toy.
genel: umumî.
genelge: tamim.
geniş: bol, enli, engin, ferah.
genişlik: 1. vüsat. 2. yayıklık.
3. en-boy karşıtı olarak,
genişlemek: ferahlamak, büyümek,
gerçek: hakikî, sahici, asıl.
gerçekçi: realist,
gerekli: lâzım, zorunlu, vazgeçilmez, mecburî,
gereç: malzeme,
gereksinim: ihtiyaç,
geri: arka.
gericilik: irtica, yobazlık,
gerici: yobaz,
gezdirmek: dolaştırmak,
gezgin: seyyah,
gezi: seyahat, yolculuk,
gezici: seyyar,
gezinme: seyran,
gıda: besin, yiyecek,
gına: usanç, bıkma,
gıpta: imrenme,
gıyaben: arkasından, uzaktan,yokken,
gider: masraf, harcama,
giderek: gittikçe,
gidişat: 1. durum. 2. davranış. 3. tutum.
gidişmek: kaşınmak,
girgin: sokulgan, girişken,
girişim: teşebbüs,
girişken: girgin, müteşebbis,
gitgide: 1. gittikçe. 2. giderek,
giyecek: giysi,
giysi: elbise, urba, esvap,
giz: sır, esrar, gizem,
gizemli: esrarengiz,
gizlemek: saklamak,
gizli: görünmez, glikoz: şeker.
göç: 1. taşınma. 2. nakil. 3.muhaceret,
göçer: göçebe,
göçmen: muhacir,
göçmek: 1. çökmek. 2. taşınmak. 3. ölmek,
göğüslemek: direnmek, katlanmak,
gökyüzü: sema.
gölek: gölcük,
gömü: define,
gömüt: mezar, kabir,
gönç: zengin, varlıklı,
göndermek: yollamak,
gönenç: refah,
gönüllü: istekli.
gönülsüz: 1. alçak gönüllü.2. isteksiz,
görenek: töre.
görev: vazife,
görevli: memur,
görgü: 1. tecrübe. 2. adabımuaşeret,
görkem: debdebe, ihtişam,
görkemli: muhteşem,
görmek: sezmek, farketmek.
görmemiş: görgüsüz,
görünüş: manzara,
görüş: fikir.
görüşme: mülakat, sohbet,müzakere,
gösterişli: alımlı, güzel,
göstermelik: numunelik,
götürmek: taşımak, nakletmek.
gövermek: yeşermek,
göz: 1. kaynak. 2. delik. 3. bakış. 4. bölme. 5. çekmece. 6. nazar,
gözdağı: tehdit, korkutma,
gözetmek: korunmak, kollamak.
gözlem: müşahede, inceleme,
gözlemci: müşahit.
gözüpek: atılgan, cesur, korkusuz.
grafik: çizge.
gramer: dilbilgisi.
gurup: batma, batış.
gurur: 1. benlik, büyüklük. 2.övünme. 3. çalım. 4. onur. 5. kibir
gücenmek: kırılmak, darılmak.
güç: zor, çetin.
güçbela: güçlükle.
güçlü: kuvvetli.
güçlük: zahmet, zorluk.
güçsüz: aciz.
güdüm: sevk.
güleç: güler yüzlü.
gülistan: güllük.
gülünç: komik.
günah: 1. suç. 2. sorumluluk.
güncel: aktüel.
gündelik: yevmiye.
günebakan: ayçiçeği.
günlü: tarihli.
gürbüz: sağlam, güçlü.
güreşçi: pehlivan.
gür gür: gürül gürül.
gürlük: feyz.
gütmek: sevk etmek, yönetmek, sürmek.
güven: itimat, emniyet.
güvence: teminat.
güvenli: emin.
güvenlik: emniyet.
güvey: damat.
güya: sanki.
güz: sonbahar
güzel: iyi, biçimli, gösterişli.
güzide: seçkin, seçme.
güzün: sonbaharda.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.