Bir dava adamı Mehmet Akif temalı kompozisyon

Bir Dava Adamı Mehmet Akif Temalı Kompozisyon

Dava adamı olmak demek, savunulan dava uğruna geri kalan her şeyden vazgeçmek demektir. Dava insanı, amacı uğrunda hiç bir şekilde kendi çıkarını düşünmeyen, kendisini hizmete adamış, bütün emekleri karşılığında maddi ve manevi hiç bir çıkar beklemeyen kişi olmaktır. Bu yüzden zordur dava adamı olmak. Cesaret, kabiliyet, emek ister.

Bu yazı da böyle bir dava adamını hak ettiği değere ve saygıya kavuşturmak için yazılacaktır. Kimden mi bahsediyoruz? Hepinizin tanıdığı bir isimden, İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’dan. O, savunduğu idealler ve dürüstlüğü hayatının merkezine koymasıyla döneminde ve günümüzde her çevreden insanın saygısını kazanmayı başarmış bir şairdir. Onun davası öncelikle etrafındaki herkese doğru yolu yolu gösterecek, toplumu baştan aşağı yeniden geliştirecek, ülkeyi geleceğe taşıyacak gençler yetiştirmekti. Bu yüzden işe oğlu Asım’dan başlamıştı ve “Asım’ın Nesli” diyordu o gençlere.

Onun bir diğer davası söz konusu vatan olduğunda herkesin tek amaç ve çatıda buluşmasıydı. O yüzden milletin içine ayrılıkların girmemesini savundu hep. İstiklal Marşı da yeni kurulan vatanın bütün fertlerini dizelerini Kurtuluş Savaşı Mücadelesinden alan bir şiirde toplamak için yazılmıştı. Ve dava söz konusu olduğu için marş yarışmasındaki parayı elinin tersiyle itmişti.

Kolay değil, bir yazıya sığdırmak böyle bir dava adamını. Ama şunu söyleyebiliriz ki bir millet böyle şair ve dava adamları yetiştirdikçe hiç bir güç tarafından ne yıkılır ne de parçalanabilir. Çünkü Mehmet Akif gibi insanlar davaları uğrunda canlarını seve seve verecek kişilerdir. Bize düşen böyle şairlerin şiirlerini özümsemek ve onları her zaman önderlikleriyle hatırlamak olacaktır.